Çocuklarımıza yönelik ciddi tehlike: dijital oyun bağımlılığı

Ülkemizde bilindiği üzere bilgisayar oyunları bağımlılığı son derece artmıştır. Özellikle çocukların odalarına kapanarak sıklıkla vakit geçirdikleri bu dijital oyunların çoğu şiddet içermektedir ve yapılan araştırmalara göre bu oyunların şiddet içerdiği, çoğu çocuk tarafından bilinmemektedir.

Şiddet içeren ve çocuklara gizil olarak tehlikeli mesajlar veren bu oyunlar, çocuklar üzerinde artık kontrol edilemez bir evreye ulaşmıştır. Dahası çocuk ve ergenlerin uygun olmayan oyunlarla oynaması, yaşına uygun olmayan görüntü ve bilgiler nedeniyle psikolojik travmaya, olumsuz kimlik gelişimine, kişilik bozukluklarına, yalnızlaşmaya, yabancılaşmaya, toplumsal olaylara karşı duyarsızlaşmaya, davranış bozukluklarına neden olabilmektedir.
Bunun yanı sıra uzun süre hareketsiz bir şekilde oyun oynamaya bağlı olarak solunum ve dolaşım sistemiyle ilgili problemler, obezite, ortopedik rahatsızlıklar, yeme bozuklukları, göz ve görme bozuklukları ile ilgili sağlık sorunları ortaya çıkabilmektedir.
Ayrıca akademik başarının düşmesine, uyku bozukluklarına ve kişisel hijyenle ilgili problemlere sebep olabilmektedir.
Tehlikenin vardığı en son nokta ise, çocukların bu oyunlar yüzünden intihar etmesidir. Fakat buna rağmen ülkemizde yeterli düzeyde çalışma yapılmadığı görülmektedir. Bundan dolayı, ülkemizde dijital oyunların toplumda şiddet ve saldırganlık düzeylerine etkisinin incelendiği çalışmalara ve mevzuatlara gereksinim duyulmaktadır.
Türkiye’de sosyal medyaya ilişkin kanun teklifi, 29 Temmuz tarihinde TBMM’de kabul edilmiş ve kabul edilen teklifle çeşitli sosyal ağlarla ilgili önemli değişiklikler yapılmıştır.
Buna göre günlük erişimi 1 milyondan fazla olan yurt dışı kaynaklı sosyal ağlar, en az bir kişiyi Türkiye’de temsilci olarak belirleyecek ve temsilcilik açmayanlara 5 kademeli ceza uygulanacaktır. Para cezasından reklam cezasına uzanan ve bant daralmasıyla sonuçlanabilecek yaptırımlar devreye girmiştir.
Kişilik haklarının ihlal edildiğini düşünen kişiler, uygunsuz içeriğin kaldırılması ya da erişimin engellenmesi için sosyal medya temsilcisine başvurabilecektir. Akabinde, temsilci başvuruya en geç 48 saat içerisinde olumlu ya da olumsuz cevap vermek zorundadır.
Şikâyetlerle ilgili olarak 6 ayda bir rapor yayımlanması da temsilciler bakımından zorunlu bir görev haline gelmiştir.
Yükümlülüğünü yerine getirmeyen yer sağlayıcılarına caydırıcılık sağlanması için idari para cezası yaptırımı öngörülmüştür. Ayrıca düzenlemeyle mahkeme kararına istinaden 24 saat içerisinde uygunsuz içerikleri kaldırmayan sosyal ağların meydana gelebilecek zararlardan sorumlu olacağı da belirtilmiştir. Bu da özellikle çocukların maruz kaldığı içeriklerin daha kolay ve hızlı bir şekilde kaldırılmasını sağlayacaktır.
Ülkemizde, görsel ve işitsel medya ürünlerini sosyal, kültürel ve psikolojik açıdan inceleyen, sanal program ve oyunları yanı dijital platformu bütünüyle analiz ettikten sonra bunların piyasaya sürülmesini sağlayan, piyasa üzerinde denetim ve yaptırım yetkisi bulunan bir kuruluşun varlığı Türkiye açısından önemli olacaktır.
Ayrıca, bu noktada ebeveynlere de önemli görevler düşmektedir. Onların da çocukları oyun oynamaları konusunda kısıtlamak yerine onları bu konuda bilinçlendirmeleri ve çocuklara iç denetim kazandırmaları daha faydalı olacaktır.

Ailelerin, çocuklarının oynadıkları bilgisayar oyunlarının niteliği konusunda seçici ve denetleyici olabilmeleri için bilgi düzeylerinin arttırılması gerekmektedir. Ayrıca, araştırmacılar tarafından şiddet içerikli bilgisayar oyunu oynamayı azaltma veya önlemeye yönelik eğitim programları hazırlanmalı ve bu tür programlar projelendirilip yaygınlaştırılmalıdır.

YORUM EKLE