Yabancı Ülke Mahkemelerinde Verilen Kararların Tanıma Ve Tenfizi

Tanıma ve tenfiz konusu yabancı ülke mahkemelerince verilen kararların Türk Hukuku’nda yer alması için yapılan hukuki bir prosedürdür. Normal şartlarda yabancı ülke mahkemelerince verilen kararlar Türkiye’de kendiliğinden bir geçerlilik arz etmezler bunun için tanıma ve tenfiz gerekmektedir. Yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizine ilişkin düzenlemeler 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Kanunu’nun 50-59. Hükümleri arasında yer almaktadır. Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Kanunu madde 50 uyarınca; “Yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilâmların Türkiye'de icra olunabilmesi yetkili Türk mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlıdır.” Şeklinde ifade edilmekle birlikte yine aynı kanunun 58. Maddesi uyarınca; “Yabancı mahkeme ilâmının kesin delil veya kesin hüküm olarak kabul edilebilmesi yabancı ilâmın tenfiz şartlarını taşıdığının mahkemece tespitine bağlıdır.” Şeklinde ifade ederek konuya dikkat çekmektedir.

Tanıma davası bir çeşit tespit davasıdır ve hukuki yararı bulunan kişi tarafından açılabilecektir. Tanıma davasında yabancı bir ülke tarafından özel hukuk alanında verilmiş olan bir mahkeme kararının örnek olarak Türkiye’de geçerli hale gelmesi olarak tanım altına alınabilir. Tenfiz davası ise bir çeşit eda davasıdır. Yabancı bir ülkede verilmiş olan bir kararın yine örnek olarak Türkiye’de cebri icra yolunu kazanmasını sağlamaktadır.

Konuya boşanma davası üzerinden gidecek olursak yurtdışında evlenmiş olan bir vatandaşın Türkiye’de boşanmış sayılması için öncelikle yabancı mahkemeden alınmış ve kesinleşmiş olan boşanma kararını tanıma yoluyla Türkiye’de geçerli hale getirmiş olması gerekmektedir, aksi halde Türkiye sınırları içerisinde hala evli görünmeye devam edecektir. Bunun için yurtdışında boşandığınıza dair kesinleşmiş olan mahkeme kararı, boşanma kararının tercümesi, konsolosluktan alınacak olan apostile yani onay gerekli belgeler arasındadır. Yine aynı şekilde bir alacak davası düşünelim yurtdışındaki mahkemeden alacağın durumu kesin hüküm altına alınmış olsun bu alacağın ödenmemesi halinde icrai işlemlerin Türkiye’de devam edebilmesi için tenfiz kararı gerekecektir.

Tanıma ve tenfiz davalarında uygulanacak olan yargılama usulü basit yargılamadır. Görevli olan mahkeme 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Kanunu madde 51 uyarınca Asliye Mahkemeleridir. Buna istisna olarak boşanma, nafaka, velayet ve evliliğin iptali örnek gösterilebilir bu durumların tanıma ve tenfizi Aile Mahkemesinde görülmektedir. Yetki açısından ele alınacak olduğunda ise ilgili kanun MÖHUK madde 51/2 uyarınca tenfiz isteyen kişinin Türkiye’deki yerleşim yeri eğer yoksa sakin olduğu yer mahkemesi eğer ki o da yoksa bu durumda Ankara, İstanbul veya İzmir mahkemelerinden birinin yetkili olduğunu belirtmiştir.

Kısacası özetlemek gerekirse yurtdışında gerçekleşen herhangi bir hukuki işlemin Türkiye’de geçerlilik yolu tanıma ve tenfizden geçmektedir.  Aksi halde hukuki geçerliliği Türkiye sınırlarında olmayacaktır. Böyle olası bir durumda, bir avukattan yardım almanız sürecin sağlıklı ilerlemesi açısından yerinde olacaktır.

YORUM EKLE